Serebral Palsi (Celebral Pals) Nedir
Bulunduğumuz şu günlerde Serebral palsi bir hastalık tanımından başka genel kuşatıcı bir terim olarak bilinmekte. Serebral palsi tanısı konulmuş çocuklarımızın ailelerinin bilinçli olması, Serebral palsi konusu hakkında bilgilenmesi, Serebral palsili çocuklarının rehabilitasyonu ve günlük hayatta bağımsız olabilmeleri için son derece önemlidir.
Aileler için geniş bilgiler ;
Serebral Palsi nedir?
Yaptığımız yapacağımız her hareket beynin kontrolündedir. Bedenimizdeki bütün kaslar, beynimizin farklı bir bölgesi tarafından kontrol edilir. Serebral palsi rahatsızlığında, beynin bu bölgelerinden herhangi birinde gelişim kusuru veya tahribat oluşumu vardır. Serebral palsi tanımı: Serebral, beyinle alakalı demektir. Palsi demekse kas kontrolünde yetersizliği veya kas güçsüzlüğünü veya zayıflığını anlatan terimdir... Sonuç olarak beynin bir alanındaki tahribat sebebiyle oluşan kas kontrol yetersizliğini anlatan bir tanımdır. Serebral palsi hayatın ilk dönemlerinde ortaya çıkan ve gelişmekte olan beyni etkileyen sorunları tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Serebral palsili bebek ve çocuklarda güçsüzlük, sertlik, yavaşlık, titreme ve denge bozukluğu gibi pek çok sorun gözlenebilir.
Serebral palsi hafiften ağır derecelere değişiklikler gösterebilir. Hafif tip, çocukların bir kol veya bacağında belli belirsiz bir yetersizlik vardır ve çoğu zaman tanımlama güçlüğü yaşanır. Ağır tiplerinde ise günlük hayat fonksiyonları sırasında çok ciddi güçlükler yaşanır.
Spastik serebral palsi tipidir.En sık görülen biçimidir.Spastisite kasların tutuk ve gergin olması demektir. Kaslar, beynin tahribata uğramış bölgesinden hareket uygunsuz emir aldıkları için normalden daha serttir. Sağlıklı bir hareket için bir grup kas kasılırken, aksi yönde hareket eden diğer kaslar gevşek davranır ve bu sayede hareketin yapılması sağlanır. Serebral palside ise her iki kas grubu aynı zamanda kasılır bu sebeple hareketin gerçekleşmesine engel olur.
Atetoid serebral palsi tipi
Atetoid (atetoz) kontrol altına alınamayan hareketleri anlatır.Harekete geçme zamanında daha çok daha belirgin olur. Çocuğun istediği hareket dışında hareketler ortaya çıkar.İstenmeyen hareketler artar, kaslar çok zayıftır.
Ataksik serebral palsi tipi
En nadir görülen tiptir. Ataksik (ataksi) sıçrayıcı ani tarzda hareketlerdir.Böyle çocuklarda dengeyle alakalı önemli sorunlar vardır.
Karışık tip serebral palsi
Pek çok çocuk, birden çok tipe ait bulgulara birlikte sahip olabilir. Bulgular bir çocuktan diğerine ciddi farklılıklar gösterir.
Serebral palsi tutulan vücut bölgesine göre farklı isimlerle tanımlanır;
Hemipleji (Hemiparezi): vücudun bir tarafındaki kol ve bacak etkilenmiştir.
Dipleji (Diparezi): Her iki bacak daha çok etkilenmiştir. Genellikle kol ve el fonksiyonlarında da az etkilenme söz konusudur.
Kuadripleji (Kuadriparezi- Tetraparezi): Her iki kol ve bacakla birlikte gövde de tutulmuştur. Yüzdeki, ağız çevresindeki ve yutkunma ile ilgili kaslarda da etkilenme olabilir.
Serebral palsiye neden olan faktörler nelerdir:
Pek çok aşırı değişik nedeni vardır. Beyindeki sıkıntı şu nedenlerle ortaya çıkabilir:
Beyin bir nedenle normal gelişme ve gelişimini gerçekleştiremesi
Gebeliğin ilk aylarında, annenin geçirdiği kızamıkçık benzeri enfeksiyonlar veya beyin gelişimini engelleyen anormallikler
Doğum esansında, bebek yeterli oksijen alamaması
Doğumu takip eden günler arasında, bebeğin geçirdiği menenjit bu gibi mühim enfeksiyonlar beyin gelişimine mani olması yaşamın ilk yıllarında geçirilen kazalar kalıcı beyin hasarına yol açması
Serebral palsi bulunduğu genel olarak nasıl anlaşılır?
Bazı çocuklarda, ayrıntılı tespit ve muayeneye rağmen serebral palsinin nedenini ortaya koymak mümkün olamayabilir. ileri MRG incelemeleri ve bazı yeni çağdaş kan testleri ile, daha çok fazla sayıda hastada nedene ulaşılabilmektedir. Bugün, tüm serebral palsilerin yaklaşık u’inin hamilelik sırasındaki nedenlere, -15’inin zorlu doğum ve yeni doğan dönemindeki rahatsızlıklara bağlı olduğu, arka kalan ’un ise yaşamımızın erken haftalarındaki kaza ve hastalıklara bağlı ortaya çıktığı bilinmektedir.
Serebral Palsi kaç yaşına kadar görülür?
Serebral palsi oluşabilmesi için, yukarıda sıralanan problemlerin beş-6 yaşlarına kadar vücudu etkilemesi gerekir. Bu yaştan sonra da bazı nörolojik sorunlar gelişebilir, lakin bu hal tipik serebral palsiden farklıdır. Erken doğan çocuklar bilhassa risk altındadır. Nörolojik sorunlarla vaktinden erken doğan bir çocukta, erken doğumun nörolojik bulgular nedeni ile mi gerçekleştiği, yoksa erken doğum itibarıyla gelişen serebral palsinin mi nörolojik bulgulardan mesul bulunduğu her zaman kolaylıkla ayırt edilemez.
Serebral palside eşlik eden başka sıhhat problemleri nelerdir?
Süre zaman minikler başka ilave zorluklara da sahip olabilirler:
işitme sorunları- bütün serebral palsili minikler bir odyolog vasıtası ile görülmelidir.
işitme sorunları- bütün serebral palsili minikler bir odyolog vasıtası ile görülmelidir.
Görme sorunları- serebral palside şaşılık yoğun şekilde sıktır. başka göz sorunları da görülebilir. yaşantımızın erken yıllarında çocukların mühim bir kısmının bir göz hekimi tarafından görülmesi gerekir.
Epilepsi- serebral palsili çocukların yaklaşık üçte birinde gelişir. farklı tipleri olabilmekte. bazıları çok seyrek nöbetler geçirirken, diğerlerinde bu durum aşırı daha inatçı olabilir ve çocuk nöroloji uzmanının müdahalesi gerekmektedir.Öğrenme hakkında sorunlar-bu çocuklarda bilimsel yetiler çok aşırı büyük değişkenlik gösterebilir. hayatımızın ilk yıllarında, gerçek potansiyeli değerlendirmek çok fazla olası olamaz. fakat çok fazla ciddi fiziksel engeli olan küçükler normal zekaya sahip olabilir. Erken dönemde öğrenme hakkında bir gecikme söz konusu ise, bu hal çoğunlukla “gelişme gecikmesi” şekilde tanımlanmaktadır. gelişme gecikmesi deyimi, çocuğun gelişmesinin bazı yönlerden akranlarına göre daha yavaş olduğunu söz eden bir kavramdır.
Algı sorunları- cisimlerin boyut ve şekillerine karar vermede zorluk yaşarlar ve bu tür algı sorunları genelde mektep çağına kadar tanınamaz.
Mide- yemek borusunda geri taşma (reflü)- yemeklerin yemek borusundan yukarı çıkması hali epey bir sıktır. Kusma ve yemek esnasında huzursuzluk en yoğun bulgulardır. Sorunun devamı şeklinde yemek borusu ucunda bir tahriş oluşur (özofajit) ve hal küçükler için aşırı rahatsız edicidir.
Ortopedik problemler- çocuklar büyüyüp geliştikçe gerilmiş ve sert durumdaki kasların boyu kısalır ve eklemlerde şekil ve fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu sorunlar, en iyi ayak bileği, diz, kalça, dirsek ve el bileğinde görülmekte. Bunun dışında, serebral palsili çocuklar kalça çıkığı gelişimi açısından büyük risk taşırlar. Bu tür çıkıklar özellikle müstakil yürüme yeteneği olmayan çocuklarda daha yoğun gelişebilir. Kalçanın belirli aralıklarla izlenmesi çok fazla ciddi bir şeydir. sadece muayene yetmez, özellikle her iki bacağı hastalıktan etkilenmiş çocukların röntgen (X Ray) çekilerek incelenmesi de gerekir. Omurga eğriliği daha az rastlanılan bir sorundur.
Kabızlık- epey bir sıktır. Nedeni her zaman açık değildir. çoğu defa hareketsizliğe ve lifli gıdaların diyetle yeterince tüketilememesine bağlanır.
Beslenme güçlükleri-önemli tutulumu olan bazı hastalarda çiğneme ve yutma ile ilgili sorunlar olmaktadır. Bu durum yemek sürecini uzatır ve zorlaştırır. Sonuçta, çocuk ihtiyacı olandan daha az gıda alma durumu ile karşı karşıya kalır. diğer bir grup serebral palsi hastası ise normal beslenebildiği halde yeterince aktif olamadıkları için lüzumsuz kilo alımı riski ile karşı karşıyadır.
Tükürük kontrolü sıkıntısı- erken çağda ekseriyetle gözlenen salya akması sıkıntısı bazılarında kalıcı olabilmektedir.
Tekrarlayan akciğer enfeksiyonları- epey bir az sayıda hastayı
ilgilendiren bir sorundur. özellikle çiğneme ve yutma sorunları olan çocuklarda görülmektedir. çocuğun öksürmesi esnasında bazı besinler istemeden soluk borusuna kaçabilir. Bu durum, astım nöbetlerini andırır.Bu hal, çok oluyor ve uzun devam ediyorsa, zatürree gelişebilir. Akciğer sorunlarının gelişimi için her süre böyle bir olay gerekmez, öteki çocuklar nasıl akciğer enfeksiyonu, zatürree ve astım geçiriyorsa serebral palsili minikler da tıpkı hastalıklara tutulabilirler.
Kati tedavisi mümkün müdür?
Serebral palsi terimi kalıcı bir hastalığı anlatır. Bu hastalıkla ilgili sorunlar (adale zayıflığı yahut gerginliği, istemsiz hareketler) hayat boyu devam eder. lakin, çocuk yaş ilerledikçe uygun tedavi yaklaşımlarının katkı ve desteği ile bu sorunlara ahenk sağlamayı onlarla başa çıkmayı öğrenebilir. Tedavi, hastalığı yüzde yüz yok edemese de anlamlı iyileşmeler sağlar.
Hayatımızın erken dönemlerinde beyinde gelişen hasar zamanla kötüleşen bir özelliğe sahip değildir.
lakin zaman geçtikçe çocuğun durumunda kötüleşmeler görülebilir. Bu kötüleşmenin olası nedenleri aşağıda sıralanmıştır:
Çocuk büyüdükçe beklentiler de büyür. Serebral palsili bir çocuğun giyinmeyi, bağımsız yemek yeme bunun gibi alelade işleri öğrenmesi beklenenden uzun zaman alır. Bu gelişim gecikmesi yanlışlıkla kötüleşme şekilde algılanabilir.
çocuğun büyümesiyle kasları daha kalınlaşır. büyüme çağında kemikler kaslardan daha hızlı uzar. gelişme hızları arasındaki bu fark, kasların göreceli olarak daha da kısalmasına ve mafsal etrafı biçim bozukluklarının belirginleşmesine sebep olur. Kasların sertliği spasitisiteye (kasılma) yahut eklem kısıtlılıklarına bağlı olabilmekte. çoğu kez bu iki durumu birbirinden ayırmak çok aşırı kolay olmasa da, sadece gergin kası, gerilmiş ve aynı zamanda kısa kastan ayırt etmeye çalışmak şarttır. nedeniyse bu iki durum değişik tedavi yaklaşımları gerektirir.
çocuğu etkileyen kulak ve ya boğaz enfeksiyonu, diş enfeksiyonları gibi herhangi bir hastalık, çocuğun ilerlemesini bir müddet duraklatabilir.
Duygusal stresler. çocuk, şayet bir yeteneğin geliştirilmesi için aşırı çok zorlandığını hissederse, tepkisel olarak o işe karşı direnç geliştirebilir. ilerlemede yavaşlama veya duraklama, kötüleşme anlamına gelmez.
Serebral palsili çocuklarda yürüme ne süre gerçekleşir?
Aileler hastalık teşhis edilir edilmez bu soruya yanıt bulmak isterler. Ne yazık ki, ilk aylar hatta yıllar arasında bu soruyu kati olarak yanıt vermek mümkün olmayabilir. Hafif ve orta dereceli serebral palsilerin çoğu yürümeyi öğrenir.
Konuşma problemleri geçici midir?
Konuşmanın gelişimi ansızın çok faktöre bağımlıdır. evvela çocuk, ağız çevresi kasların kontrolünü öğrenmelidir; duygusal olarak gelişmelidir; ve bilişsel (ve ya öğrenmeyle ilgili) yetiler kazanabilmelidir. Bazı serebral palsili minikler konuşmayı öğrenme konusunda hiçbir sorun yaşamazken, diğerleri konuşma fizyoterapistinin yardımına ya da iletişim için alternatif yöntemlerin geliştirilmesine ihtiyaç duyarlar.
Tedavinin amacı, olası olduğunca çocuğu kendi başına öğrenme konusu için teşvik etmektir. Serebral palsili çocukların bir kısmı, bağımsızlık kazanma meselesi için herhangi bir zorluk yaşamazken diğerleri bu süreçte arka kalabilir. Bazı ciddi tutulumlu çocuklarda yardım gerekebilir.
Tedavide kullanılan yaklaşımlar nelerdir?
Son on sene içinde bazı yeni yaklaşımların uygulanması olası olabilmiştir.
Tedavi üç ana başlıkta değerlendirilebilir:
Devinim sorunlarının tedavisi
Eşlik eden başka hastalıkların tedavisi
Eşlik eden başka hastalıkların tedavisi
Destek tedavileri
çocuk fizyoterapisti devinim sorunlarının tedavisinde anahtar rol oynar. Fizyoterapi ve meslek-iş tedavisi, motor gelişimin teşvik edilmesinde vazife üstlenir.
Rehabilitasyon uygulamaları tıpkı sürede aşağıda tartışılan başka uygulamaların başarılı olması için de hayati ciddiyet taşır.
çocukların büyük çoğunluğu, gelişimlerinin belirli basamaklarında yardımcı cihazlar (ortez) kullanır. Bu cihazlar hafif materyalden ve çocuk için hususi üretilmiş olmalıdır. Geçmişte madeni çubuklu, deri gergili olanlar kullanılırken, şimdilerde daha hafif, anatomik yapılara müsait ve fonksiyonel cihazlar tercih ediliyor.
Botulinum toksin (Botoks) sıkı ve gerilmiş kaslar için son zamanlarda önerilen bir tedavi yöntemidir. bilhassa, yürümeyi öğrenmeyi güçleştiren uyluk ve baldır kaslarındaki gerginlikler için tercih edilmektedir. Enjeksiyon alanında hafif bir sızı dışında yan tesir gelişmesi ihtimali çok aşırı düşüktür. Botoks kas gerginliğini azaltarak normal adale büyüme ve gelişmesine olanak sağlar ve bu sayede çocuğun devinim kabiliyetinin gelişimine katkıda bulunmakta. Son senelerde kol ve el kaslarının çok gerginliğinin azaltılmasında da tercih edilmektedir. öncesi ve sonrası kapsamlı fizyoterapi programı gereklidir.
Omuriliğin bazı liflerinin kesilmesi /selektif dorsal rizotomi/ gerginliği azaltmak için tercih edilen bir ameliyattır. Faydası meselesinde halen sonuçlandırılamamış bir tartışma devam etmektedir. Uygulanması şeklinde işlem sonrası çok kapsamlı bir fizyoterapi gerekir.
Ortopedik cerrahi. çoğu kez bacaklar, nadiren de kollar için tercih edilir. Bazı küçükler omurga eğriliği sebebiyle de cerrahi şekilde tedavi edilirler. Ameliyat sonrası bakımda, fizyoterapi ve uygun ortez seçimi çok fazla önemlidir müstakil devinim edebilen ve ya baston/yürüteç yardımıyla yürüyebilen çocuklarda, yürüme analizi cerrahi programın planlanması için ciddi bir işlev görür.
Kalça: Erken devirde tanınması biçiminde yumuşak doku girişimleri çoğu kez yeterli olmaktadır (düzenli kalça grafisi çekilmesinin önemi büyüktür). Küçük çocuklarda yalnızca adduktor (kasık içi) kasları uzatmak yetebilir. fakat bazı vakalarda, kemikleri de kapsayan daha büyük ameliyatlar lüzumlu olabilmektedir. çocukların büyük çoğunluğunda cerrahi tedavi kalçayı yerine koymayı değil, yerinde tutmayı amaçlayarak ileriki yıllarda ağrılı olabilecek bir kalça çıkığının oluşumunu engellemeye çalışır.
Diz: Hamstringlerin (uyluk arkası kaslar) uzatılması ile dizin açılabilmesi ve bu sayede yürüyüşün iyileştirilmesi olası olabilir. kimi gergin kasın bir kısmının önden arkaya taşınması ile diz çevresi tutukluk azaltılabilir.
Ayak bileği ve ayak: Ortopedik cerrahinin en fazla gerektiği gövde bölgesidir. Bazı minikler, birden bire aşırı bölgeye yönelik cerrahiye ihtiyaç duyarlar. Bir hastane yatışında aşırı seviyeli cerrahi ile ansızın aşırı soruna yönelik girişim gerçekleştirilebilir. çok seviyeli cerrahi, en iyi müstakil ve ya minimal destekle yürüyebilen çocuklarda işe yarar. Cerrahinin amacı deformiteleri düzeltmek, yürüyüşün manzara ve etkinliğini arttırmaktır. Başarı, yürüme sorunun ne kadar iyi değerlendirildiğine bağlıdır ve yürüme laboratuarı bu amaçla kullanılabilir. Bir yıla kadar uzayan iyi planlanmış yoğun fizyoterapi programı ile cerrahiden beklenen yarar en üst düzeye çıkarılabilir.
Eşlik edebilecek başka sağlık problemleri neler olabilmekte?
Epilepsi. Geçtiğimiz yıllar arasında epilepsiye ilişkin bilgiler çok fazla artmıştır. Epilepsinin pek çok fazla tipi vardır ve tedavi tipe göre değişir. Pediatrik nörologlar nöbetleri en çok kontrol eden ve en az taraf etkiye sahip ilacı tercih eder.
Mide-barsak kaçağı (reflü). Yemek sonrası çocuğun bir süre dik tutulması işe yarayabilir.
Tükürük kontrolü. Oral-motor rehabilitasyon salya sorunun çözümünde ciddi rol oynar. Takipte ağız bakımının ve çürük mücadelesinin önemi büyüktür.
Kabızlık. Serebral palsili minikler çok çok kabız olurlar. Sıvı alımının ve lifleri gıda tüketiminin arttırılmasıyla çoğu kez bu problem çözülebilir. ancak bunun yetmediği durumlarda doktora başvurulmalıdır.
Beslenme. Yeterli beslenme için diyetisyen desteği alınmalıdır. Yürümeyi öğrenmeye çalışan çocukların çok fazla kilo alması mutlaka önlenmesi gereken ciddi bir sorundur. Kilo alımında yetersizlik ise beslenme hakkında bir soruna işaret eder. Oral-motor eğitim etkin beslenme ve oluşabilecek hastalıkların giderilmesinde çok fazla mühimdir. Küçük bir grupta tüpten besleme gerekmektedir.
Fizyoterapi ve rehabilitasyon yöntemleri nelerdir?
Erken girişim programları, yalnızca çocuğun devinim kabiliyetini geliştirmeyi değil, tüm gelişme sürecini olumlu yönde geliştirmeyi amaçlar. Bu amaçla en çok uygulanan iki yaklaşımdan bir tanesi Nöroğelişimsel Tedavi (Bobath yaklaşımı) şekilde da tanımlanır. çocukların hareket yeteneklerinin değerlendirilmesi ve yönlendirilmesini hedefler. Bir fizyoterapist olan Berta Bobath ve eşi nörofizyolog Karel Bobath, nörögelişimsel tedavi prensipleriyle yetişkin nörolojik hastalarda 1940’lardan başlayarak geliştirdikleri bu yaklaşımı 1960’lı zamanlarda doğuştan hareket bozukluğu olan bebek ve çocuklarda kullanmaya başlamışlardır. günümüzde çocuklarla çalışan fizyoterapistler Serebral Palsi li çocuklar başta olmak duyu-motor bozukluklara neden olan değişik tablolarda bu yaklaşımı yaygın olarak kullanmaktadırlar. Bobath yaklaşımı, geliştirilen bilimsel kuramlar ve ampirik deneyimleri içine alacak şekilde biçimlendirilmiş olup, gelişmeye açık dinamik bir yapı göstermektedir. Bu yönünle ilk işlemlerden başlayarak günümüze kadar çağdaş ve bazı değişimlere uğramıştır.
çocuk fizyoterapistleri sebebi ile SP’li çocukların fizyoterapi uygulamaları içinde kullanılan Bobath tedavi yönteminde çağımızda aktif dinamik tedavi, fonksiyonelliği sağlamak için aktivitelerle eğitim, hareketin koordinasyonu ve dengenin geliştirilmesi, iç içe geçmiş ayrıcalıklı aktivitelerin bir devinim akışı içerisinde çalıştırılması ciddiyet kazanmıştır. Tonusu düzenleyici ve aktif hareketi ortaya çıkarmaya yönelik pozisyonlamalar ve duyu-motor aktiviteyi artırıcı uyaranlar kullanılmaktadır.
farklı pozisyonlarda günlük yaşamdaki durumlarla bağlantılı şekilde hareket ve postür kontrolü geliştirilmeye çalışılırken, çocuğun kişisel gelişimine göre planlanma yapılmaktadır. Fonksiyon içinde hareketi aktive etmek ve gündelik yaşam içinde uygulamaları sürdürmek günümüz Bobath yaklaşımının esas anlayışıdır.
Bobath yaklaşımı bu hedeflere ulaşmak için ayrıcalıklı fizyoterapi uygulamalarını, ortez ve adaptif vasıta-gereç kullanımlarını da içermektedir. Bobath yaklaşımı dahilinde SP’li çocuklarda temel problemin postüral kontrol, hareket ve koordinasyonda bozukluk bulunduğu düşünülmesine karşın, nöromusküler sorunların, şahsi özellikler, genetik, motivasyon, algı-motor deneyimler, çevresel gereklilikler ve nöral iyileşme düzeyi ile yakından ilişkili bulunduğu belirtilmektedir. bütün bu ifadeler, Bobath’ın bir metot yada teknik bulunmadığı, rijit değil değişken olduğu ve hala gelişmekte olduğunu göstermektedir.
Özetle çağımızda Bobath yaklaşımı, önce, SP’li çocuktaki mevcut olan performansı gözleme, analiz etme ve yorumlama, sonrasında çocuğun potansiyelini değerlendirme ve sonuçta sınırlılıkları içinde azami bağımsızlık düzeyine ulaştırmayı hedeflemektedir.
Serebral palsili çocuklarda görülebilecek psikolojik problemler neler olabilmekte?
Bazı serebral palsili çocuklarda gelişimi süreci boyunca üstesinden gelinmesi kuvvet saldırganlık ve asosyal davranışlar gelişebilir. Fonksiyonlarından herhangi biriyle ilgili mani, davranış değişikliklerini tetikleyebilir (mesela; mevcut (mühim konuşma güçlükleri olan çocuklar başkalarıyla iletişim kurmaya çalışırken yaşadıkları zorluk nedeni ile figan atmaya, ağlamaya başlarlar). Bu tür sorunların aşılamaması, çocuğun mücadeleden vazgeçmesine, zorluk çekilen davranışı yapmaya çalışmaktan çekinmesine neden olarak bağımsızlığını kazanmasını engelleyebilir. Psikologlar davranış problemlerini tanımlama ve problemi halledebilecek çözümler bulmakta yardımcı olabilmektedir. çocuğu kendi başına yapabilecekleri konusunda teşvik etmenin çok aşırı mühim olduğu unutulmamalıdır.
Serebral palsili çocukların ailelerinin karşılaştığı psikolojik sorunlar neler olabilmekte?
Ailelerin, sorunun neden ve niçini hakkındaki kuşku ve kaygıları çoğu zaman devam eder. Bu anlaşılabilir ve naturel bir haldir. Aileler çoğu defa çıkarlarını yada hamilelikten doğum kadar olan süreçte görev almış birilerini suçlama eğilimindedirler. fakat, ailenin sorundan sorumlu tuttuğu olayın gerçek sebep olmama olasılığı aşırı yüksektir. Olsa bile önlenebilmesi olası değildir. Dolayısıyla ailenin olayın gelişimini engellemek için yapabileceği bir şey yok. Ailelerle sorunun tartışılması, kaygılarının tedavi ekibiyle paylaşılması sorunun çözümünü kolaylaştırabilir. Aileyi sıkıntıya sokan hiç bir sıkıntı asla hafife alınmamalıdır. Aileler çıkarlarını öfkeli, yıkık, yalnız ve inançsız hissedebilirler. Bu duygular teşhis konulduğu sırasında en yoğundur zamanla yatışabilir.
mühim serebral palsili çocukların gün boyu pek çok aktivite esnasında yardıma ve desteğe ihtiyacı bulunur ve bu işler aile üzerinde stres yapabilir.
Serebral palsili çocuğu bulunan ailelerin umumi ihtiyaçları nelerdir?
Her ailenin ihtiyaçları farklıdır. Aşağıdaki gibi özetlemek olası olabilir;
Sorulara yanıt edinebilmek. yanıt aranan soruları akla geldikçe bir kağıda sıralamak ve muhatabını bulunca tartışmak iyi bir fikirdir.
çocuğun sorunlarını mana konusunda destek. Duyguları, umutları, korkuları da paylaşacak ortamın hazırlanması gerekir. Desteği aile bireylerinden, arkadaşlardan, aynı sorunları yaşayan öteki ailelerden ve konunun uzmanlarından bu amaçla destek alınabilir.Yardımcı firmalar meselesi için bilgiye ulaşma.
Çocuğun yardım etmenin enfazla alternatifini bulma hakkında yardım ve destek.
Bir mola vermek. Pek aşırı aile için çok fazla ciddi bir şeydir. bilhassa sorunları aşırı ağır ve aşırı mühim yardım gerektiren çocukların aileleri için bu çok aşırı mühim bir şeydir. Mola, ailenin bir süre istirahatına ve başka işlere zaman ayırabilmesine imkan sağlar.Gündelik koşuşturma arasında önerilen tüm etkinlikleri harfiyen uygulamak çoğu defa imkansızdır. Aileler çocuklarına yeterince zaman ayıramadıkları için çıkarlarını suçlu hissederler. öte yandan başka aile fertlerine ve diğer çocuklara zaman ayıramamak çok aşırı mühim bir diğer sorundur. Sorunlu çocuğa zaman ayırmak, başka çocukları ihmal etmek anlamına gelmemelidir. Bu hal mühim kıskançlıklara neden olabilir.
Can sıkıcı yorumlar bazan hem serebral palsili çocuk hem de kardeşler ve başka aile bireyleri için sıkıntı olabilmektedir. örneğin, spastik sözcüğü umumi şekilde umarsız bir durumu anlatmakta bireylerin zihinde çok aşırı iyi düşünceleri çağrıştırmamaktadır. halbuki hekim veya fizyoterapistler bu sözcüğü yalnızca kasların gerginlik ve katılığını tarif etmek için kullanırlar. Bu yanlış anlamayı gidermek için kapsamlı bilgilendirme programları uygulanmalıdır. Her şeye rağmen işler çok fazla da kolay değildir. fakat, aile yalnız olmadığını hissedebilmeli, benzer sorunları yaşayan ailelerle ve aile destek grupları temasa geçmelidir. Serebral palsili çocukların ailelerinin ortak bir paydada buluşarak beraber devinim etmeleri onlara güç kazandırabilir. Bu açıdan SERçEV’in ailelerimiz için doğru bir adres olduğunu söyleyebiliriz.
Serebral palsili çocuk ve ailelerine yardım edecek kişi ve firmalar nerelerdir?
Serebral palsili çocuk ve ailelere yardım edecek pek çok aşırı kişi ve kurum vardır. Bazı çocukların çok sayıda desteğe ihtiyacı varken bir kısmı sınırlı destekle yetinebilir. farklı iş grupları değişik zamanlarda devreye girer:
Aile. ana baba çocuk için en mühim bireylerdir. tüm küçükler ebeveynlerinin sevgisine ve korumasına muhtaçtır. süre arasında anne babalar bazan muallim kimi terapist olurlar.
çocuk doktoru. çocuğu umumi sıhhat sorunları açısından değerlendirip gerekli hallerde uzmanlara yönlendirir.
Nöroloji uzmanı. özellikle tanının konulması ve süreç arasında gelişebilecek başka nörolojik hastalıkların(sara nöbeti gibi) üstesinden gelinmesi için yardım alınmalıdır.
Ortopedist, Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, ilgili bütün profesyonel hekimler.
Fizyoterapist. çocuk ve aileyle birlikte çalışır. öncelikle aileye çocuğa maksimum nasıl yardım edebileceklerini öğretmelidir.
Meslek-uğraşı terapisti
Psikolog. Duygusal durum ve davranışlarla ilgili sorunlarda yardım alınmalıdır.
Çocuk gelişme uzmanı
Hususi eğitim öğretmeni
Diş hekimi
Oral-motor terapisti
İşitme tedavisi uzmanı
Konuşma terapisti
Hususi eğitim öğretmeni
Diş hekimi
Oral-motor terapisti
İşitme tedavisi uzmanı
Konuşma terapisti
sp5 |
sp6 |
sp4 |
sp3 |
sp2 |
sp1 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder